• +90 212 381 05 14

Bu Trendlerde Birçok İş Fırsatı Var – Brandmap (Ekim 2017)

Bu Trendlerde Birçok İş Fırsatı Var – Brandmap (Ekim 2017)

Dronlardan 3D yazıcılara kadar birçok teknolojik yenilik hayatımıza girdi. Yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) arttırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) uygulamaları pazarlama aktivitelerinde kullanılmaya başladı. Bunlar hayatımızı temelinden değiştirmeye aday gelişmeler. Bir de tüketiciler ve ürünlerle ilgili trendler var ki, bunların ne kadar yaygınlaşıp benimseneceği başından bilinmiyor. Tüketici yönelimlerini izleyen bir çok kurum ve pazarlama şirketi bu trendleri, takip edip tüketicileri anlamaya ve şirketlere gelecekle ilgili yol göstermeye çalışıyorlar. Pazarlama ve Marka Yöneticileri için çok önemli ipuçları içerdiğini düşündüğüm bu trendlerden bazılarını aşağıda bulabilirsiniz. Trendleri derleyen kuruluşlar bunlara İngilizce isimler verdikleri için ben de bu isimleri kullanmayı tercih ettim ama yazının içerisinde açıklamalarını bulacaksınız…

Öncelikle pazarlama aktivitelerini etkilemesi muhtemel bazı teknolojik trendlere göz atalım…

BCI (Brain – Computer Interface): Bilgisayara verilecek komutların mouse veya klavye yardımıyla ya da sözlü olarak verilmesi yerine direk beyin dalgaları ile aktarılması teknolojide yepyeni boyutlar açacak. Böylece oyunlar konsol yerine beyin dalgaları ile oynanacak. Belki de bir insanın beynindeki bilgi ve anıların başka beyinlere aktarılması mümkün olacak.

Ultrasonic Sciences: Kulağın duyma eşiğinin üzerindeki ya da altındaki ses dalgaları ile objelerin boşlukta taşınması ya da kırışıklıkların giderilmesi gibi kozmetik tıbbi operasyonlarda kullanılması konusunda çalışmalar artıyor. Gelecekte bu teknoloji günlük hayatımızda daha fazla rol oynamaya aday.

Broadcast Social Media: Genç nesil televizyon seyretmek yerine sosyal medyada dolanmayı tercih ettiği için, televizyon kanalları da sosyal medya üzerinden yayın yapmayı tercih ediyor. Pek çok spor karşılaşması izleyiciler ekran karşısında değil de mobil araçlarda olduğu için naklen Twitter ve Facebook üzerinden yayınlanıyor.

3D IP (intellectual property): 3 boyutlu yazıcılarda üretilen tasarımların, fikri mülkiyet haklarının kime ait olduğu sorusu önümüzdeki dönemde hukukçuları uğraştıracağa benziyor. Açık kaynak yazılımlarla hazırlanıp 3D yazıcılarla üretilen ürünlerin patentini kim sahiplenecek sorusu şimdiden uzmanları düşündürüyor.

Judicial IA: Yapay Zeka artık bütün sektörlere hizmet verir hale geldi. Bu teknolojiden en çok faydalanması beklenen sektörlerden biri de hukuk. Bütün kanunları ve mahkeme kararlarını kolayca tarayan ve hakimlerin karar temayüllerini de hesaba katan bilgisayar yazılımları, hukuki sorunlarda avukatlardan daha doğru savunma stratejileri geliştirebiliyor.

Aromatic Communication veya Olfactory Tech: Kokuların da telefon yoluyla iletilmesi için çalışmalar yapılıyor. Telefonlara eklenen aparatlar yardımıyla görüştüğünüz kişiye istediğiniz kokuyu göndermeniz mümkün. Pazarlama alanında kokuların kullanımı da, yeni uyarıcı koku çeşitlerinin geliştirilmesi, ambalajlara koku eklenmesi gibi yöntemlerle devam edecek.

Clean Data: “Büyük Veri” ye duyulan ihtiyaç, yerini “Temiz Veri” ihtiyacına bırakıyor. Üretilen verinin miktarı yapay zeka teknolojisinin karar verebilmesi için yeterince büyük, ama bu veri gerçekten doğru mu? Yapay zekanın sağlıktan ülke yönetimine kadar her alanda doğru kararlar alabilmesi için datanın temizlenmesi, ya da ayıklanması gerekiyor.

Archiving Intangibles: Koku ve tat aslında soyut kavramlar değil, duyularımızla algılayabiliyoruz ama kaydedilmeleri ve arşivlenmeleri şu an için imkansız. Eğer bu sağlanabilirse Duyusal Pazarlama alanında birçok yeniliğe de imza atılabilecek.

Atomic Renaissance: Eskiden oldukça kirli ve düşük verimli olan atom enerjisi üretimi teknolojisi konusunda bir çok yeni çalışma yapılıyor, yani atom enerjisi üretimi alanında bir Rönesans yaşanıyor. Silikon Vadisi’ ndeki şirketlerin bile çoğunun ana gündem maddesi ; daha güvenli, daha temiz ve daha çevreye dost atom enerjisi üretmek…

Yurt dışındaki tüketicilerle ilgili bazı yeni trendlerin yakın zamanda Türkiye’ ye gelme ihtimali de yüksek:

FOLO (Fear of Living Offline) ya da Facebook Depression: FOMO yani “Fear of Missing Out” (birşeyleri kaçırma korkusu) zaten iyi bilinen sendromlar bir tanesiydi… Şimdi artık bir de “ağa bağlanamadan yaşama korkusu” çıktı başımıza… Bazılarımız için sosyal medya hesaplarına ulaşamamak ya da Facebook’ da yazılanları okuyamamak önemli bir depresyon sebebi…

JOMO (Joy of Missing Out): JOMO (birşeyleri kaçırma keyfi) kısaltması; FOMO’ nun tam tersi… Bazı kişiler olup bitenlerden bihaber kalmaktan korkarken, bazıları da sürekli gelişmelerden haberdar olmama haklarını kullanarak keyiflenmeyi tercih ediyorlar.

MFA (Master of Fine Arts): Hem Design Thinking kurallarını uygulamadaki başarıları hem de yaratıcı yönlerini kullanabilmeleri sebebiyle şirketler işletme alanında master yapmış elemanlar yerine, gittikçe artan oranda işletme okuduktan sonra resim, sanat gibi Güzel Sanatlar alanında yüksek lisans yapmış adayları tercih ediyor.

Silicon Smart: İş dünyasındaki yöneticiler eskiden iki sınıfa ayrılırdı Okullular (book smart) ve alaylılar (street smart)… Şimdi bunlar bir de “silikonlular” (silicon smart) eklendi, yani veri işleme, kod yazma ve sanal zeka gibi Silikon Vadisi’ nde işe yarayacak alanlarda bilgi ve tecrübe sahibi olanlar… Eğitim sisteminde de gençlere bu niteliklerin kazandırılması talebi gündemde…

Quantified Groupies: Takıntılı bir şekilde her şeyi sayan yeni bir tüketici grubu… Attığı adımlardan aldığı kalorilere, paketten çıkan cips sayısına kadar her şeyi hesap ederek iç görü kazandığını düşünen tüketicilere bu isim veriliyor.

Social Eating: Bir karayolu yolculuğunu ya da elektronik oyun deneyimini saatlerce Internet üzerinden paylaşanlara zaten alışmıştık. Şimdi bunlara bir de nasıl yemek yediğini paylaşanlar eklendi. Güney Kore’ de başlayan akım ABD ve Avrupa’ da da yaygınlaşıyor. Yani artık sadece yediğiniz yemeğin resmini Instagram’ da paylaşmayacak ayrıca nasıl yediğinizi de yayınlayabileceksiniz.

Young Money: Başarılı teknoloji  start-upları ile bol para kazanan gençlerin bu işlerden elde edip çevreci yatırımlara harcadıkları paralara “genç para” adı veriliyor. Başarılı genç yatırımcılar genellikle genç parayı sürdürülebilir enerji, ya da çevre dostu teknolojiler için harcıyorlar.

Petite Data: Büyük Veri’ nin karşıtı mini data… Toplu veriler yerine, bireysel tercihlerin analiz edilmesi ve bunlara dayanarak tüketici davranışı analizinin yapılması. Zaten bu konuda analizler yapan Martin Lindstrom’ un yazdığı son kitabın adı da “Small Data” idi…

Fan Activism: Harry Potter, Game of Thrones ya da Star Wars meraklıları zaten uzun süredir fan grupları, dernekler ve platformlar aracılığı ile bir araya geliyorlardı. Artık bu kalabalık gruplar, politik eylemler ve sosyal sorumluluk kampanyaları gibi organizasyonlara da imza atmaya başladılar.

Electromagnetic Hypersensitivity ya da WiFi Allerjisi: Artık yaşadığımız ya da her gittiğimiz mekanda onlarca internet ağının etkilerine maruz kalıyoruz ve bazı bünyeler bu kadar çok ağ yayınına baş ağrısı, bulantı, bitkinlik ya da deri döküntüleri şeklinde tepki verebiliyor. İşte bu sebeple teknoloji şirketleri yeni arayışlara yöneliyorlar.

Dorm Lifestyle: Üniversite yıllarından alışık olduğumuz yurt yaşamı, artık çalışma hayatına atılan kişiler için de söz konusu. Evlenmek istemeyen ve yetersiz geliri sebebiyle ayrı eve çıkamadığı için ailesiyle yaşamak yerine arkadaşları ile bir hayat sürdürmek isteyen 25-35 yaş kuşağı kişiler de, bir yurttaki gibi 4-5 kişi aynı evi paylaşmayı tercih ediyorlar.

UBER Dating: UBER şirketi tarafından sunulan araç paylaşımı sisteminin karşı cinsten yeni kişilerle tanışmak amacıyla kullanılması. Ücreti bölüşerek aynı yöne seyahat eden kişiler böylece şans faktörünü de kullanarak yeni ilişkilere yelken açıyorlar.

Son olarak bir de sıra dışı ürün ve hizmetler ile ortaya çıkan trendlere göz atalım…

Zero Gravity: Japon viski üreticisi Yamazaki ürettiği viskilerin bir kısmını olgunlaşması için uzaya gönderdi. Sıfır yer çekimi ve sabit ısı gibi fiziksel özelliklerin viskinin tadına tat katacağını düşünüyorlar. Gelecek yıllarda daha fazla ürün ve markanın sıfır yer çekimli uzay ortamını Ar&Ge ve üretim için kullanabileceğini görebiliriz.

Tailored Sweatuits: Normalde eşofmanlarda kullanılan pamuklu kumaştan hazırlanan ceket ve pantolondan oluşan takım elbiseler. Bu giyim şekli hem rahatlık açısından, hem de spor bir görünüm açısından beyaz yakalılar tarafından tercih ediliyor.

Retail Dining: Alışverişlerin gittikçe artan oranda e-ticarete kayması perakendecileri mağazalarına müşteri çekebilmek için yeni arayışlara itiyor… GAP, JC Penney ve Urban Outfitters gibi markalar mağazalarının içerisinde cafe ve restoranlar açıp, tanınmış şefleri istihdam ediyorlar.

Rental Mom: Ailesinden uzak yaşayan gençlerin, fikrine başvurup, omuzunda ağlayabileceği, alışverişe çıkıp dertlerini paylaşabileceği, yaşlı görmüş geçirmiş anneleri saati 40$’ a kiralamaları mümkün. Anne sıcaklığının yerini ne kadar tutabilir bilinmez ama, arkadaşların yetersiz kaldığı yerde bu “kiralık anneler” devreye girecek.

Neutrals: Beyaz eşyadan giyime, elektronik aletlerden ambalajlara kadar, sadece siyah, beyaz ve gri tonlarında renklendirilmiş ürünlerin, tüketicilerin üzerinde doğal, basit, iddiasız bir etki bıraktıkları anlaşılmış. Geçtiğimiz haftalarda Lipton Ice Tea’ nin de sadece gri tonlarında teneke ambalajlar piyasaya sürmesi ve tasarruf edilen boya masraflarının Anadolu’ da okulların boyanmasına harcanması gibi kampanyalar artarak devam edecek.

Immersive Literature: Kitapların niteliği yüzyıllardır değişmemişti. Ama artık kitap endüstrisi de kendisini dijital teknolojilere ayak uydurmaya mecbur hissediyor. İlerideki yıllarda kitapların da sanal gerçeklik ve dijital teknolojilerle zenginleştirilmiş bir şekilde piyasaya sunulmasını bekleyebilirsiniz.

Content Attachment: Markaların tercih edilmesi için reklam bombardımanı veya çekici ambalajlar yeterli değil. Günümüzde artık ürünlere müzik ve video gibi “içerikler ekleniyor”. Örneğin ambalaja basılan bir QR kod ile mobil araçları kullanarak ürünü tüketirken müzik dinlemek ya da video izlemek mümkün.

Boomer Design: Baby Boomer kuşağı hem harcamalarda büyük bir paya sahip, hem de gittikçe artan oranda teknoloji kullanıyor. Bu sebeple her türlü elektronik aletin ya da bilişim teknolojisi ürünlerinin tasarımında, bu neslin yaşlılıktan doğan gereksinimlerini göz önünde bulundurmak zaruri hale geliyor.

Calibrated Pils: 3D yazıcılar sayesinde hastaların ihtiyaçlarına göre geliştirilmiş ve ölçülendirilmiş ilaçların, gıda takviyelerinin ve vitamin haplarının üretilmesi mümkün hale geliyor. Böylece herkes kendi ilacını evindeki 3D yazıcı yardımıyla üretebilecek.

4D Paper: Georgia Institute of Technology ve Singapore University of Technology and Design (SUTD) geçtiğimiz dönemde 4 boyutlu kağıt üretmeyi başardı. “Kağıdın 4. boyutu da ne ola ki?” diye sorarsanız, cevabı “shape-memory”, yani “şekil hafızası”, yani kağıt kendiliğinden katlanıyor. Şimdi iş bu 4 boyutlu kağıdın uygulama alanlarını bulmaya geldi.

Breathing Education: Her birimiz günde yaklaşık 25.000 nefes alıp veriyoruz. Tıpkı uyku ya da su içme gibi nefes de fiziksel ve ruhsal dünyamız üzerinde önemli bir etkiye sahip. Stres kontrolü, obezite ile mücadele, tansiyon düzenleme, bağışıklık sisteminin direncini arttırma gibi konularda doğru nefes alma hayati öneme sahip. Bu sebeple “yoga nefesi”, “bilinçli nefes alma”, “diyafram nefesi” gibi kurslar düzenleniyor kitaplar yayınlanıyor, web siteleri oluşturuluyor.

DNA Makeup: İnsan DNA’ sı sağlığımız ile ilgili sonsuz bilgiyi içeriyor. Gen mühendisliği konusunda uzmanlaşan şirketler DNA’ nızdan örnek alıp ileride sağlık konusunda ne tip sorunlarla karşılaşacağınızı ya da gelecekte nasıl bir görünüme sahip olacağınızı analiz ediyor ve hangi gıdalarla beslenip hangi kozmetikleri kullanmanız gerektiği konusunda önerilerde bulunuyor.

Genderless Dressing: Pek çok moda markası gelecek sezon koleksiyonlarını hazırlarken, ürünlerindeki kadın erkek ayrımını bir kenara bırakıyor. Bu hem cinsiyet ayrımcılığını protesto edenleri memnun ediyor, hem de üreticilerin maliyetlerini azaltmalarına imkan veriyor.

Pet Society: Batılıların evlat yerine koydukları ev hayvanları için, sunulan hizmet ve ürünler gittikçe artıyor. Glutensiz mama, özel televizyon kanalı, hayvanlara özel sanat galerisi ve şarap bu ürün ve hizmetlere örnek. İnsanlara hizmet eden markalar artık hayvanlar için de ürün üretir hale geliyorlar.

Plant Power: Bitki ağırlıklı besinler artık sadece vejeteryan ve veganlar tarafından değil, sağlıklı yaşamak isteyen et yiyenler tarafından da tercih ediliyor. Vejeteryan ürünler eskiden sadece niş bir pazar olarak algılanırken günümüzde ana pazar segmentlerinden bir tanesi olarak algılanıyor.

Sleep Economy: Uyku son yıllarda temel insan haklarından kabul edilmeye başladı ve bir uyku ekonomisi ortaya çıktı. İş merkezlerinin yakınlarında dakikası 1$’ a kestirebileceğiniz salonlar açılıyor. Bazı oteller öğle tatilinde makul ücretlere uyuma imkanı sunuyor. Ücretli uyku hücreleri havaalanlarına yerleştiriliyor.

Robot Art: Sanat piyasalarında artık sadece sanatçıların değil robotların da eserleri boy gösteriyor. Yapay zeka ve deep learning gibi teknolojilerle desteklenen robotlar müzik besteliyor, resim yapıyor, hikaye ve şiirler yazabiliyor. Bu ürünler de tanınmış sanatçıların eserleri kadar talep görüyor.

Zen Tech: Teknolojinin zen kültürüne adaptasyonuna bu isim veriliyor. Telefon için zen uygulaması ya da AR ile hazırlanan görüntülerle meditasyon hissi ve odaklanma gücü arttırılıyor. Yaşamlarına teknolojinin getirdiği yükten kurtulmak isteyenlerin yardımına yine teknoloji yetişiyor.

VR Daytrip: Yakında hiçbir otel ya da uçağa rezervasyon yapmayan seyahat acentaları açılacak. VR (sanal gerçeklik) gözlükleri ile gidemediğiniz bir şehri, günlük bir tur almışçasına müzeleri ve meydanları ile detaylı olarak gezmeniz mümkün. Bu teknoloji ile bir tam gününüzü Antik Roma kentinde ya da Mayaların arasında geçirebilirsiniz. VR Teknolojisinin sınıflarda da ilkokul eğitiminde kullanılması artacak.

Athletic Make Up: İş yaşamında gün boyunca tıpkı bir atlet gibi sürekli koşuşturan ve performans göstermek zorunda olan kadınların daha dayanıklı makyaj malzemelerine ihtiyacı var. Kozmetik şirketleri işte bu tip dayanıklı kozmetikleri geliştirmeye çabalıyorlar.

Digital Divorce Management: Bir ilişkiniz varken ya da evliyken sosyal medyada paylaştığınız mutlu resimler ve içerik, ilişki bitince bir şekilde kurtulmak istenen baş ağrıtan malzemeler haline geliyor. İşte bu sebeple bu içeriğin kaldırılması ya da bloklanması yeni bir iş kolu ortaya çıkardı. Buna benzer bir başka hizmet de ölen kişilerin ardından sosyal medya hesaplarının düzenlenmesi.

Digital Immortality: Dijital dünyada paylaştığımız ve tükettiğimiz her şey aslında ölümsüzlüğümüzü sağlıyor. Sosyal medya kullanıcıları bir yana birçok sanatçının ve bilim adamının fikirlerinin ve eserlerinin öldükten sonra da yaşaması ve paylaşılması mümkün olacak.

Dubsmashing: Müziğe sözlerle eşlik etmek, yani karaoke artık demode… Yeni moda ise Hollywood filmlerini seslendirme… Bu amaçla geliştirilen uygulamalara da dubsmashing adı veriliyor. Arkadaşlarla (mesela laz şivesi ile) seslendirilen kısa videoları daha sonra sosyal medyada paylaşmak da mümkün.

Fashion Tech: Giyilebilir Teknoloji alanındaki gelişmeler gittikçe Moda Sektörü ile iç içe geçmeye başladı. Artık teknoloji giysilerin üzerine iliştirilen bir takı değil kumaşın dokusuna işlenen, giysinin astarına entegre edilen bir unsur haline geliyor. Örneğin bazı kumaşlar, teknoloji yardımıyla UV ışınlarını geçirmez şekilde üretiliyor.

Insta(gram)Fashion: Moda tasarımcıları koleksiyonlarını pahalı defilelerle tanıtmak yerine, Instagram hesaplarında paylaştıkları resimlerle tanıtmayı tercih eder hale geliyorlar. Bu sebeple ürün tasarımları ve renk seçimleri de, koleksiyonda yer alan giysilerinin resimlerinin sosyal medyada yayınlandığında nasıl görüneceği düşünülerek hazırlanıyor.

Malfatto: Sözcük İtalyancada “kusurlu tasarım” anlamına geliyor. Kitle üretimi ile kusursuz üretilen binlerce üründen birine sahip olmaktansa, elde üretilen ve şeklinde ya da süslemesinde küçük hatalar olan ürünleri tercih edenler bu trendin takipçileri…

Mobile 3rd Spaces: Starbucks ilk kurulduğunda insanların evi ve işi dışında bulunmaktan zevk alacakları 3. mekan olma iddiasındaydı. Ama artık bu 3. mekan olmak için rekabet eden yerlerin sayısı artıyor. Hem de sadece sabit mekanlar değil, hareketli mekanlar da dahil. Sosyalleşme ve eğlence için mekanlar yaratılıyor. Bir otobüs içerisinde açılan sanat galerisi ya da jimnastik salonu da bunlara örnek.

Premium Friction: Mini otomobilleri özellikle talebin altında üretilir. Hermes gibi çanta markalarına sahip olabilmek için aylarca beklemeniz gerekir. Artık sadece premium markalar değil, premium olmak isteyen hızlı tüketim ürünleri de alışverişi zorlaştırarak ürünlerini bir üst kategoriye konumlandırmak istiyorlar. Mesela tonik markası Suja sadece 1000 şişe üretiliyor. Bu eğilimin artması tahmin ediliyor.

Store Lab: Markalar artık bazı mağazalarını konseptleri test etmek, tüketici davranışını analiz etmek ve müşterilerle dialog kurmak için adeta bir laboratuvar olarak kullanıyorlar. Örneğin Samsung’ un NewYork’ daki 837 isimli mağazasında her türlü ürünü inceleyebilirsiniz ama buradan bir tek ürün bile almanız mümkün değil.

Telepresence Robots: Fiziki olarak katılmanıza imkan olmayan toplantı ya da organizasyonlara sizi temsilen gönderdiğiniz robotlara Temsilci Robot ya da “Fanbot” adı veriliyor. Görüntünüz ve mesajınız orada bulunanlara aktarılıyor. Güney Koreli yöneticiler katılamadıkları açılışlara Fanbot’ larını göndermeye başladılar bile…

Social Robotics: Temizlik yapma ya da bir şey taşıma gibi özel bir görevi yerine getirmek yerine, yaşlı aile fertlerine eşlik etme, çocukları oyalama gibi sosyal görevler üstlenen JIBO benzeri robotların sayısı gittikçe artıyor. Sanal zeka teknolojisini kullanan ve sesle kontrol edilen bu küçük aygıtlar, yaşlılara saygı, söz kesmeme gibi sosyal ilişki kurallarına azami özen gösteriyor.

Self Sufficient Energy: Nasıl ki şirketler kendi kullandıkları enerjiyi kendileri üretmeye çalışıyorlarsa, bireyler de kendi enerjilerini kendileri üretmeye başlayacaklar. Örneğin ip atlarken enerji toplayan bir araç geliştirildi. Yürürken koşarken kişinin enerjisini depolayan ve mesela cep telefonunun şarjı için kullanacak aletlerin sayısı gittikçe artacak.

Shoefie: Kendi ayaklarının resmini çekerek yapılan selfie’ lere bu isim veriliyor. Böylece kişi kendisini göstermeden bir mekanda bulunduğu ile ilgili paylaşımda bulunabiliyor. Bu durumda ayakkabı markalarına da gün doğuyor.

Tedious Content: Normalde bir markanın içerik paylaşımı olarak hazırlayıp youtube üzerinden paylaştığı videoların uzunluğunun birkaç dakikayı geçmemesi gerekir. Bazı markalar daha ileri gidip mesela 1 saatlik webinarlar hazırlıyorlar. Fakat Virgin Air gibi kimi markalar, 6 saatlik uçuş için uçak içi videosu hazırlayıp paylaşarak sabırları zorluyorlar, fakat buna rağmen izleyici de buluyorlar.